Döne Şevval Korkmaz

Mıstık, sabah yatağında yatarken yüzüne bir şey düşmüş ve Mıstık, onu görünce "Demek sen geldin!" demiş. Sarı tüyleri olan kırmızı benekli bir kuşmuş bu. Bu kuş "Üzgünüm Mıstık! Üstüne düşmek istemezdim." demiş ve havalanarak masanın üstüne konmuş. Bu sevimli kuş Rose, hayaller ülkesinde yaşarmış ve Mıstık'a hediyeler getirirmiş. "Hoş geldin Rose, hediyemi getirdin mi?" diye sormuş ama kuşun kanatları ve ayakları bomboşmuş... Rose gizemli bir tavırla, "Hayır, Mıstık sana hediye getirmedim çünkü seni ona götüreceğim!" demiş. Mıstık yataktan doğrulup heyecanla el çırpmış. "Sahiden mi? Büyük bir şey mi? Beni nasıl götüreceksin? Onu eve getirebilecek mi-" derken Rose onun sözünü kesmiş. "Sabırlı olmayı öğren, sürpriz olmasını istiyorum." deyivermiş. Ardından pencereden çıkıp arkadaşlarına seslenmiş ve odaya iki büyük kuşla girmiş. "Seni arkadaşlarım Kalpie ve Telpie taşıyacak yapman gereken onların ayaklarına tutunmak." Mıstık onu sorgulamadan denileni yapmış ve aniden gökyüzünde süzülmeye başlamışlar. Uzun süre uçmuşlar ve sonunda bulutları geçerek etrafı ağaçlarla kaplı mavi renkten mor renge geçişleri olan büyükçe bir şatoya varmışlar. Şatonun etrafında minik evler ve insanlar da varmış. Rose arkasını dönmüş ve Mıstık'a "Hayaller Ülkesi'ne hoş geldin!" demiş. Mıstık heyecan ve şaşkınlıkla "Beni Hayaller Ülkesi'ne mi getirdin? Ah Rose çok teşekkür ederim!" (Bu sırada aşağıya iniyorlardı.) "Rica ederim Mıstık." derken keyifle gülümsüyormuş Rose. Aşağıya indiklerinde onları bir çeşme, etrafında minik evler, ve ihtişamlı bir şato karşılamış. Mıstık hayretle orayı incelerken Rose onun peşinden gelmesini istemiş ve bir geçitten geçerek şatoya girmişler. Koridordaki kapıların yanlarından geçmişler kapıların üstünde numaralar altlarında da "Oyuncaklar", "Kıyafetler" gibi kelimeler varmış. Mıstık etrafı incelerken bunların ne anlama geldiğini merak edip Rose'a sormaya karar vermiş. "Rose bu kelimeler ne anlama geliyor?"
"Onlar, içinde bulunan şeyler Mıstık, istediğin odaya girebilir ve oradaki eşyalardan alabilirsin." Mıstık yine şaşkın bakışıyla Rose'a bakmış "Teşekkür ederim Rose! Onlardan alacağım." Sıra sıra odalara girmiş ve oradan beğendiği şeyleri almaya başlamış. Şekerler, defter ve kalemler, giysiler, oyuncaklar ve dahası... Artık taşıyamayacak hâle geldiklerinde sızlanmaya başlamış ve koridora dönmüş. "Rose benim işim bitti." demiş. Rose ise "Son olarak şu odaya girmeni istiyorum." deyip onu son odaya yönlendirmiş. Son odada minyatür kuyular varmış ve içinde bir kalem bulunmaktaymış. "Bunlar dilek kuyularıdır, kalemle kâğıdına bir şey yazıp içine atarsan dileğin gerçekleşir, bu yüzden onu da almalısın." Mıstık kuyuyu almış ve gülümsemiş. "Gerçekten teşekkür ederim Rose sayende çok mutluyum." Rose gelip Mıstık'ın omzuna konmuş. "Önemli değil Mıstık istediğin zaman gelebilirsin ama artık gitmemiz gerek, saat geç oldu."

Hayaller ülkesinde bir gün daha bir çocuğu mutlu ederek sona ermiş.