Aziz Emir Zateroğulları
Mıstık'ın Sırrı
Mıstık yine sabah erkenden kalkıp kahvaltısına oturup yemeğini yedi. Mıstık kitap okumayı severdi. Ama en çok kütüphanedeki kitapları okumayı severdi. Çünkü orada daha çok ilgisini çeken kitaplar var. Hem de orada herkes kitap okuyup ders çalıştığı için orada dikkatini daha iyi toplardı. Annesinden izin alıp oraya gitmeyi düşünüyordu. Annesine sordu, o da zaten izin verdi. Mıstık hazırlığını yapıp çıktı. Mıstık kütüphanede bir kitap buldu. Kitabın adı: ""Mıstık, seni anlamıyoruz!""
Mıstık şaşırdı ve okumaya başladı. Kitaptaki konu Mıstık'ın yazılarının ve çizimlerinin anlaşılmamasıymış.
Ama bu çok az kalmıştı, aslında sadece yazı ve çizim değildi. Mıstık'ın hayal dünyasında yepyeni şekiller, harfler ve tasarımlar vardı ve Mıstık bunların hepsini kâğıda geçiriyordu. Yazdıklarının hepsi doğruydu, onlar Mıstık'ın yeni tasarımlarıydı. Zaten Mıstık bunları normalde yazıyordu. Ertesi gün yataktan kalkar kalkmaz kafasına o düştü. Peki ya o neydi? Tabii ki de Mıstık'ın tasarımları, şekilleri ve harfleriydi. Mıstık bunu görünce çok şaşırdı. Bu şaşkınlık aynı kütüphanedeki şaşkınlığın aynısıydı. Mıstık tasarımlarıyla harika bir şekilde oynadı, uyudu ve onlara da öğretti bir şeyler çizmeyi, yazmayı ve kitap okumayı.
Merhaba ben Mıstık! Sen de herkes gibi beni değişik bulmuş olabilirsin. Ben yazmayı severim. Zaten sağ olsunlar kitapta söylediler. Benimle arkadaş olur musun? Hem oyun oynayıp yarışlar yaparız. Hem benim bir köpeğim var, onu koştururuz ve resim çizip yeni şeyler tasarlarız.