Zeynep Ada Dalar
Güneş'in Derdi Neydi?

Mıstık sabah yatağında yatarken yüzüne bir şey düşmüş ve Mıstık onu görünce "Demek sen geldin!" demiş. Bu, Güneş'in gözyaşıymış. Mıstık, Güneş'in ağladığını görünce paniğe kapılmış, hemen yataktan fırlamış. Bizim bu Mıstık, o kadar dağınıkmış ki dün akşam yediği muz kabukları yerde duruyormuş. Mıstık yataktan fırlayınca muz kabuklarına basmış ve ayağı kaymış. Öyle bir gürültüyle düşmüş ki komodinin üstündeki fanus sallantıdan yere düşmüş.
Her yer ıslanmış. Mıstık balığı kurtarayım derken ıslak zeminde ayağı yine kaymış. Düşmeyeyim diye dengesini sağlamaya çalışan Mıstık, bu sefer televizyona çarpmış.

Yere düşen televizyon bomba gibi patlamış. Halı tutuşmaya başlamış. Zaten ağlayan Güneş, daha çok ağlamaya başlamış. Güneş'in gözyaşları sele dönüşmüş ve yangını söndürmüş. Mıstık, bu duruma o kadar sevinmiş ki derin bir oh çekmiş! Sonra Mıstık Güneş'e "Senin derdin neydi?" diye sormuş. Güneş ise "Boş ver Mıstık, bir şey yok!" diyerek yerine geçmiş ve Dünya'yı ısıtmaya devam etmiş.

